Ana içeriğe atla

7'den 70'e Bilgi Yarışması

Yarışma Kategorisi: Temel Dini Bilgiler.


4-6 Yaş Arası Çocuklar İçin (Anne ve babası ile birlikte tekrar edilecek)



Allah’ı Tanımak










Yarışma Kategorisi: Bilimsel Buluşlar.

https://docs.google.com/forms/d/18XBn0el4inIWD0fTdfyXBiquxIm-Q_CKchU6BdWZKOU/edit


Yarışma Kategorisi: Geçmişten Geleceğe Yolculuk

https://docs.google.com/forms/d/1Pk7hwHEmH7m6034uXwdwIhQluXsgBMY7MG7lww2Hgsg/edit


Yarışma Kategorisi: 21. Yüzyıl Tevhidin Asrı

https://docs.google.com/forms/d/1eryRQbECRQqWwLQDZLVauXaJMhxkL0g0jFEN-eQYyuo/edit


Yarışma Kategorisi: Bugünün Sırları Geçmiştedir.

https://docs.google.com/forms/d/1jerzKpiYLJlvQznozl2XvUFXVz5frhJra-j-8m3nBYk/edit


Sözel Mantık Sorusu 1.

Çocukları ile birlikte umre ziyareti yapmak üzere niyet eden,

Abdullah, Bilal, Cemile, Emine, Furkan, Hasan, İsmail, Kamile ve Mustafa ailesinin havaalanında uçaklara biniş sırası ve ilk ziyarete başlayacakları yerler ile ilgili olarak aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

--- Tur şirketi, ailelerin isteklerini göz önüne alarak Mescidi Aksa, Mescidi Nebevi ve Kâbe-i Muazzama’ya üçer aile götürerek, seyahat planını başlatacaktır.

--- Aynı yeri ziyaret ederek yolculuğa başlayan Cemile ve Hasan ailesinden birisi ilk kalkan uçağa, diğeri son uçağa binmiştir.

---  Üçüncü uçağa binerek Mescidi Aksa ziyareti ile programa başlayan Mustafa ve ailesi, yedinci uçağa binerek ilk ziyaretini Mescidi Nebeviye gerçekleştiren Bilal ve ailesidir.

--- Emine, Furkan ve Kamile ailesi ilk ziyaretlerine farklı yerlerden başlayacak olup, Kamile ailesinden hemen sonra Emine Hanım ailesi, Emine Hanım ailesinden hemen sonra ise Furkan ailesi art arda kalkan uçaklara binmiştir.

--- İsmail ile Mustafa beylerin ailesi art arda hareket eden uçaklara binmiştir.

--- Abdullah Bey ile Furkan Beyin ailesi ziyarete aynı yerlerden başlamışlardır.

--- Aileler aynı yere, art arda olacak şekilde gitmemiştir.

Soru: Bu bilgilere göre Mescidi Nebevi ’yi ilk olarak ziyaret eden aileler hangileri olabilir?

Cevap sayfanın en altında.


Sözel Mantık Sorusu 2. 

Bir öğrenci;

Mahmud Es’ad Coşan’a ait Başmakaleler, Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz, 21. Yüzyılda Kulluk Sanatı, Çocuklarla Başbaşa,

Necip Fazıl Kısakürek’e ait Gençliğe Hitabe, Çöle İnen Nur,

Mehmet Zahid Kotku’ya ait Ehli Sünnet Akaidi, Müminlere Vaazlar, Tasavvufi Ahlak, Hadislerle Nasihatlar,

isimli kitapları belli bir sırayla okumuştur. Kitapların okunma sırasıyla ilgili aşağıdaki ifadeler bilinmektedir.

--- 1. Sırada Başmakaleler, 6. Sırada Çöle İnen Nur, 9. Sırada Tasavvufi Ahlak okunmuştur.

--- Necip Fazıl Kısakürek’in kitaplarından hemen sonra bir Mahmud Es’ad Coşan kitabı okunmuştur.

--- Müminlere Vaazlar isimli kitap Çocuklarla Başbaşa kitabından hemen sonra, Ehli Sünnet Akaidi isimli kitaptan önceki bir sırada okumuştur.

--- 4 ve 10. sırada Mahmud Es’ad Çoşan kitabı okunmuştur.

--- Üçüncü sırada Gençliğe Hitabe kitabı okunmuştur.

Soru: “Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz” kitabının 7. Sırada okunduğu biliniyorsa, buna göre bu öğrencinin okuduğu kitapların ve yazarlarının sıralamasının doğru cevabı nedir?

Cevap sayfanın en altında.


Sözel Mantık Sorusu 3.

Ahilik; iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısaca güzel meziyetlerin birleştiği Osmanlıdaki bir sosyo-ekonomik kurumdur.

Bu meziyetleri kazanabilmek için insanın nefsini (egosunu) kontrol altına alması gerekir.

Günümüzde iki kişi tanıştıktan sonra birbirlerine “hangi takımı tutuyorsun” sorusunu yöneltiyor.

Oysaki Osmanlı’da iki insan tanıştıkları zaman “mirim hangi bahçenin gülüsün” yani “hangi tarikata müntesipsin” anlamında kibarca birbirlerine sorarlarmış.

“Nitekim Osmanlı İmparatorluğunda dünyayı titreten üç hükümdar Nakşi idi.

Bunlardan çağ açıp kapamış Fatih Sultan Mehmet’in feyz membaı Ubeydullah Ahrar hazretleri idi. 

Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’da Nakşi idi.

Hatta Yavuz Sultan Selim;

“Padişahı âlem olmak bir kuru kavga imiş,

Bir Veliye bende olmak cümleden ala imiş”

beytini söyleyerek kendisi bu konuda tebaasına örnek olmuştur.”

(Kaynak: Yedi Kıta Tarih ve Kültür Dergisi)

Okyanusta kaybolmamak için kuzey yıldızlarının yerini öğrenmek lazım.

Ödüllü sorumuzda bu konu ile ilgili.

Arif, Bahar, Cemile, Davud, Efe, Fatma, Gazi, Hilal ve İbrahim; Nakşi, Kadiri ve Mevlevi Enstitülerinden birine kayıt olmuştur. Kayıt oldukları enstitülerle ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

--- Arif, Mevlevi Enstitüsüne kayıt olmuştur.

--- Her enstitüye üçer kişi kayıt olmuştur.

--- Efe, Bahar ve Hilal aynı enstitüye kayıt olmuştur.

--- Gazi, İbrahim ile aynı enstitüye kayıt olmuş, Fatma’dan ise farklı bir enstitüye kayıt olmuştur.

--- Cemile ve Davut farklı enstitülere kayıt olmuştur.

Soru: Yukarıdaki bilgilere göre Cemile; Kadiri Enstitüsüne kayıt olmuş ise, kim hangi enstitüye kayıt olmuştur?

Cevap sayfanın en altında.


Sözel Mantık Sorusu 4.

Ahmet, Bilal, Hasan, Mehmet ve Osman, beş vakit namazı tam zamanında ve cemaatle kılmakta, yılda bir ay Ramazan orucu tutmaktadır.

İlaveten, aşağıdaki Hadisi Şerifte ifade edildiği üzere bazı nafile ibadetler yapmaktadırlar.

"Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. (Buhârî)

Bu kişilerin yukarıdaki Hadisi Şerife binaen, ilave olarak yaptıkları nafile ibadetlere ait bilgiler aşağıda verilmiştir.

Nafile namazlar.

İşrak, Duhâ, Evvabîn, Teheccüd ve Tesbih namazı.

Nafile oruçlar.

Pazartesi/Perşembe günü oruçları,

Şevval ayında tutulan altı gün orucu,

Kurban Bayramı Arefe günü orucu,

Muharrem Ayı Aşure günü orucu (Bir gün önce ya da sonra ilavesiyle),

Eyyamı Biyz orucu.

Sureler.

Yasin-i Şerif, Fetih Sûresi, Vakıa Sûresi, Mülk Sûresi, Nebe Sûresi.

Zikirler.

La ilahe illallah.

Allahümme salli âlâ Muhammed.

İhlas Suresi.

La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.

Estağfurullah.

Bu kişilerin kıldıkları nafile namazlar ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

Osman şu Hadisi Şerife uygun olarak amel eder. “Her kim sabah namazını cemaatle kılar sonra namaz kıldığı yerde oturup güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikreder (kerahet vakti çıktıktan) sonra da iki rekât namaz kılarsa bir Hac ve Umre yapmış gibi sevap kazanır.” (Tirmizî)

Ahmet şu Hadisi Şerife uygun olarak amel eder: "Her kim akşam namazından sonra altı rekât nafile namaz kılarsa, denizlerin köpükleri kadar olsa bile günahları affedilir." (Taberani)

Hasan şu Hadisi Şerife uygun olarak amel eder: "Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekât namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar." (Ebû Davûd)

Mehmet şu Hadisi Şerife uygun olarak amel eder: “Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) için bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz bütün bunları karşılar.” (Müslim)

Bilal şu Hadisi Şerife uygun olarak amel eder: Ey amcacığım! Eğer güç getirebilirsen, her gün bu namazı bir defa kılarsın. Buna güç getiremediğin takdirde, her cuma bir defa kılmaya çalışırsın. Bunu da yapamazsan, her sene bir defa kılmaya çalış. Bunu da yapamazsan hiç olmazsa ömründe bir defa olsun kıl" (Tirmizî)

Bu kişilerin tuttukları nafile oruçlar ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

Hasan, Ramazan ayını takip eden ayda 6 gün oruç tutar, böylece senenin tüm gününü oruçlu geçirir.

Mehmet, geçmiş ve gelecek senenin günahlarını affettirmek ister.

Bilal, amellerinin oruçlu iken Allah’a sunulmasını arzu eder.

Osman, tüm Peygamberlerin sünneti olan orucu kaçırmaz.

Ahmed, her hicri ayın 13,14,15'i oruç tutar. Böylece senenin tamamını oruçlu geçirmiş olur.

Bu kişilerin her gün okudukları sureler ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

Bilal, Kur’an-ın kalbi olan bu sureyi okur, çünkü bilir ki bu sure hangi hacet için okunursa o hâsıl olur.

Mehmet, günlük bela ve musibetlerden korunmak için bu sureyi okur. Aynı zamanda savaşta düşmana karşı zafer kazanmak için okunur.

Ahmet, fakirlik yüzü görmeyeceğini bilir.

Osman, kabir azabından emin olmak için bu sureyi her gün okur.

Hasan, bu dünyada iken Cennetteki makamını görmek istemektedir.

Bu kişilerin her gün okudukları zikirlerle ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir.

Ahmet, kimin son sözü bu zikir olursa Cennete gider ve kıyamet günü bu zikrin terazinin bir kefesinde her şeye karşı ağır geleceğini bildiği için bu zikri dilinden düşürmez.

Osman, Kur'an-ı kerimin üçte birini okumaya denk olan sureyi her gün 100 kere okur.

Hasan, “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanı, bana en çok salât ü selâm getirendir.” (Tirmizî) hadisindeki müjdeye nail olmak ister.

Mehmet, Peygamber Efendimizin her gün 70 ya da 100 kere söylediği tesbihatı yapmaya önem verir.

Bilal, herhangi bir zaman ve mekâna bağlı olmaksızın uygun olan her yer ve zamanda bizzat Peygamber Efendimiz tarafından okunmuş ve tavsiye edilmiş olan tesbihatı yapmayı çok sever. (Müezzin ezan okurken, namazlardan sonra, bir yolculuk esnasında, yolculuk dönüşünde veya yapılan herhangi bir hayırlı iş ve amelden sonra)

Sorumuz Şu:

Yukarıda verilen bilgiler ışığında, kim hangi nafile namazı kılmakta, hangi nafile orucu tutmakta, günlük olarak hangi sureyi okumakta ve her gün hangi zikri çekmektedir?


Cevaplar:

Sözel Mantık Sorusu 1. Sorunun Cevabı

İsmail, Bilal kesin - ilave olarak Kamile ya da Emine ailesinden birisi.


Sözel Mantık Sorusu 2. Sorunun Cevabı

1)      Başmakaleler - MEC

2)      Hadislerle Nasihatler - MZK

3)      Gençliğe Hitabe - NFK

4)      Çocuklarla Başbaşa - MEC

5)      Müminlere Vaazlar - MZK

6)      Çöle İnen Nur - NFK

7)      Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz - MEC

8)      Ehli Sünnet Akaidi - MZK

9)      Tasavvufi Ahlak - MZK

10)     21. Yüzyılda Kulluk Sanatı – MEC


Sözel Mantık Sorusu 3. Sorunun Cevabı.

Cevap:

Efe, Bahar, Hilal; Nakşi Enstitüsüne,

Cemile, Gazi, İbrahim; Kadiri Enstitüsüne,

Arif, Fatma Davut; Mevlevi Enstitüsüne kayıt olmuştur.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 32. Bölüm

Empati. Konuyla İlgili Hikâye. Bir ülkenin kralı en sevdiği atını kaybetmiş ve bu yüzden çok üzülmektedir. Atı bir türlü bulamadığı için ortaya bir ödül koyar. Herkes ödülü kazanmak için koşar gelir ama kimse atı bulamaz. Çobanın biri kralın huzuruna çıkar ve atı bulacağını söyler. Kral buna inanmaz. Ülkenin en akıllı kişileri atı bulamadı da bu budala mı bulacak? Çoban atı aramak için kraldan izin ister. Kral çobana peki öyleyse ara bakalım der. Çoban birkaç saat içinde atı bulur ve saraya getirir. Kral bu duruma çok şaşırır. Çobana atı nasıl bulduğunu sorar. Çoban “Çok kolay oldu hükümdarım. Kendimi atın yerine koydum, bir at olsam nereye gideceğimi düşündüm ve onu hemen buldum” Çobanın cevabı kralın çok hoşuna gider ve ödülün çobana verilmesini emreder. Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız. https://www.youtube.com/watch?v=Wmr6GqrFF-Y

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 33. Bölüm

Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar. Konuyla İlgili Hikâye. İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış. Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş. Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş. İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar: – Biz sana para verdik, ne diye mum almadın? – Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor. İçlerinden birisi: – Tabii o kada...

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 18. Bölüm

Çalışkanlık. Konuyla İlgili Hikâye. Bir gün Peygamberimiz ve arkadaşları bir yere gidiyordu. Yol kenarında oturmuş, bomboş duran birini gördüler. Peygamberimiz adamın yanından geçerken bomboş duran adama baktı ama selâm vermeden yoluna devam etti. Peygamberimizin arkadaşları bu olaya hayret ettiler. Çünkü Peygamberimiz herkese selâm verirdi. Ama bu adama selâm vermemişti. Gittikleri yerdeki işlerini bitirdikten sonra aynı yoldan dönüyorlardı. Bu sefer adam, aynı yerde eline bir çöp almış, toprağı karıştırıyordu. Peygamberimiz adamın hizasına gelince bu defa adama dönüp tebessümle baktı ve: - “Esselâmü aleyküm...” diye selâm verdi. Peygamberimizin arkadaşları, bu olaya şaşırdılar. İçlerinden biri: - “Ey Allah’ın elçisi, buradan biraz önce geçtik. Oturan adama baktınız ama selâm vermediniz. Şimdi ise tebessümle bakıp selâm verdiniz. Bunun sebebi nedir?” diye sordu. Sevgili Peygamberimiz: - “Biraz önce buradan geçerken adam oturmuş bomboş bekliyordu. Onun için se...