Ana içeriğe atla

İngilizce Öğrenme Dersleri

GİRİŞ


Her işimize başlarken Besmele ile başlayarak sırlar âlemine kapı açalım.

Sonra Hamd ile, Allah’a şükür edelim.

Daha sonra Hz. Muhammed Mustafa’ya salavat getirerek, işlerimize bereket katalım.

En sonunda Rabbimizden kolaylık dileyelim.

Bismillah. El hamdü lillah. Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed.

Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr.

 

Let's get started.

Haydi başlayalım.


Bu site sizlere, kendi kendinize İngilizce öğrenmenize fırsat verecek şekilde tasarlanmaya gayret edilmiştir.

Ayrıca özel ders almanıza gerek yoktur.

 

Dil öğrenmek için yıllarınızı boşa harcamayın.

Hayatın en önemli üç kuralı şudur:

1- Planlı yaşayın.

2- O an hangi işi yapmanız gerekiyor ise o işi yapın, sıkı çalışın, odaklanın ve yaptığınız işin hakkını vererek yapın.

3- Sabır ve sebat edin.

 

Öğrenir gibi yapmayın, ya öğrenin ya da daha başka önemli işlerinize zaman harcayın.

Doğru metotları kullanmaz iseniz, yine vaktiniz boşa gider.

 

Gramer ile gereksiz zaman kaybetmeyin, 15 gün bilemediniz en çok bir ayda gramer konusunu halledebilirsiniz.

İngilizce’ de gramer %20 ise, kelimeleri kavram/konsept içinde (doğru kullanımı ile) edinmek % 80’ ve hatta daha fazlasıdır. 

(Kelime edinmek ve ezberlemek aynı şey değildir)


Gramer konusu 16. Bölümde anlatılmıştır.


Listening, Speaking ve Writing becerisi geliştirmenin yolları 17. Bölümde anlatılmıştır.


Sosyal medya ile arasına mesafe koyamayanlar, sadece dil öğrenme değil hayatın neredeyse hiç bir alanında başarılı olamaz ve hedeflerine ulaşamaz.

 

Dil öğrenmek ilkokul matematiği gibidir.

0'dan 9'a kadar rakamları bilmek ve bir de toplama bilmek.

Hepsi bu.

Kelimeleri yan yana belli bir ahenkle yazmak, rakamları mantıklı bir şekilde yan yana yazmak gibidir.

Onlara anlam yükleyebilmek için de, kelime ya da kelime grupları arasına uygun ilaveler yapmayı gerektirir. (yani toplama işlemi)

Bunun için sıklıkla "relative pronoun ve conjunctions" kullanıyoruz.

 

Eğer dil öğrenmek bu kadar kolay olmasa, emin olun çocuklar ve deliler kendi dillerini konuşamaz idi.

 

Gramer olarak en karışık görünen cümleler (yani toplama yapılmış hali) aslında cümleyi basit parçalara ayırma mantığını bilirseniz, anlaması çok basittir.

Yaklaşık 1000 kelime ile rahat konuşursunuz.


Bir Şeyin Önce Felsefesini Öğrenmek!

Felsefesini öğrenir iseniz, öğrenmek hem eğlenceli bir hale gelir hem de gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Bizi gramere boğdular.

Yıllarımızı boşa harcadık.

Örnek cümleler üzerinden bu işin ana felsefesini, mantığını çözdüğünüz an, bu iş bitmiştir İnşaallah.

Dil öğrenirken bugüne kadar verilen örnek cümleleri ise, (dans, müzik, plaj, eğlence...)  fıtratımız hazmedemedi.

Yani yediğini geri kusan adam misali.


Peki, nerelerde hata yapıyoruz? Eksiklerimiz nerelerde?

Öncelikli olarak,

Çocuklar gibi öğrenme çağında olmadığımız için,

Türkçe ‘deki aşağıdaki kavramları çok iyi bilmelisin.

-- Özne

-- Fiil

-- Yüklem (Bir cümlenin yüklemi isim ya da fiil olabilir)

-- Nesne

-- Sıfat

-- Zarf

-- Edat

-- Yer ve zaman ifadeleri?

-- Bağlaç nedir?

-- İsim cümlesi nedir?

-- Sıfat cümlesi nedir?

-- Etken ve edilgen yapı nedir?

-- Geçişli ve geçissiz fiil nedir? (Yanına nesne alan almayan fiiller)

Bunları çok iyi öğrenemezseniz,

Belli bir aşamadan sonra tıkanırsınız.

Önce bu kavramları öğrenmekle işe başlayın.


"Daha Sonra İngilizcede Karşımıza Çıkacak Bir Cümleye Bakış Açımız Nasıl Olmalıdır" sorusuna cevap vermeye çalışalım.

1- Ne kadar karmaşık gibi gözükse de, her cümlenin bir adet (Subject+Verb) vardır. Bunu bulun. Geriye kalan (Object + Place + Time) kısmı cümleyi tamamlayan (complement) kısmıdır.

2- Yardımcı fiil ve ana fiile bakarak, cümlenin zamanına (geçmiş- şimdi-gelecek) ve "tense" (simple-continious-perfect-perfect continious) karar verin.

3- Özne tekil mi çoğul mu?

4- Cümleyi Türkçe okur gibi okuyun. Eğer iki kelime üst üste mantıklı bir anlam vermiyor ise, orada atılmış bir "relative pronoun" vardır ve participant (kısaltma) yapılmış demektir.

5- Cümlede "relative clause" ve "noun clause" yani sıfat ve isim cümleciği olup olmadığına okurken karar verin.

6- Bağlaçlara (conjuctions) dikkat edin.

7- Active-Passive (Etken-Edilgen) yapıya dikkat edin.

8- Bazen bir kelimeyi açıklamak için “kelimenin yanında iki virgül arasında” detaylı izahat verilebilir.

9- Bazen de cümlenin tamamına atıfta bulunacak şekilde “cümlenin en sonuna virgül konur” ve örneğin “which” ile gerekli açıklama yapılır.

10- Cümle yapılarını basit düşünün. Mesela ben senin kim olduğunu biliyorum ya da ben senin yapmak isteğini anlıyorum gibi karmaşık yapı değil, “Ben biliyorum. Senin kim olduğunu” (I know) (who you are)

Bu 10 madde ile ilgili örnek cümlelere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://abdullahdurmusbaysal.blogspot.com/p/ingilizce-pratik-konusma-dersleri.html


Hepsi bu.

Gerisi bol bol "kelime ve kalıp edinme" işi.

Hocam, kelime ezberlemeye nereden başlayayım?

Kelime ezberlemeye hayır, ama cümle içindeki konsepte göre kelimeleri anlamaya ve edinmeye evet.

Ayrıca belli bir sırayla değil, her gün maruz kaldığınız ve bilmediğiniz kelimeleri öğrenerek devam edebilirsiniz. Yani doğal bir şekilde.

Kelime öğrenirken İngilizceden İngilizceye sözlüğe bakın, kelimeye ait görsellere bakın, cümle içindeki kullanımına bakın, seslendirme tuşu ile dinleyin, eş ve zıt anlamlarına bakın. Yani beyinde bir kelimeye ait birden çok bağlantı kurun.

İngilizcedeki bütün gramer yapıları ve birbirinin yerine kullanılan ve benzer anlama gelen kelimeleri en iyi öğrenme yolu, https://quran.com/ sitesinde yer alan ve aynı anlama gelen Ayetlere ait birden çok çevirileri okumaktır. Her gün 3 ya da 5 ayeti iyice anlayarak okursanız, hem Kur’an-ı Kerimi öğrenmiş hem de kısa zamanda İngilizce seviyenizi çok ileri noktalara taşıyabilirsiniz.


Şimdi, adım adım ilerlemeye devam edelim İnşaallah.


1) Kelimeleri birebir ezberleme hatası.

Oysa ki konsept yani kavram içinde öğrenmek gerekir.

 

“Who” deyince, aklımızda hep soru cümlesi ve  “kim” geliyor. Doğru ama eksik.

“What” deyinde aklımıza hep soru cümleleri ve “ne” geliyor. Doğru ama eksik.

“Where” deyince aklımıza “nerede” sorusu geliyor. Doğru ama eksik. 

 

Şu örneklere bakın.

 

Who are you?   Bu cümlede “who” soru.

A person who puts his trust in Allah shows mercy.

Bu cümledeki “who” soru cümlesi değil. Yanındaki kelimeyi tanımlıyor.

(A person) (who) (puts his trust in Allah) shows mercy.

(Allah'a tevekkül eden) (insan) (merhamet eder.)

 

What is this?  Bu cümlede “what” soru.

Do you understand what I'm saying?

Bu cümledeki “what” soru cümlesi değil. İsim cümlesi.

(Do you understand) + (what I'm saying)

Ne söylediğimi anlıyor musun?

 

Where is Kaaba?  Bu cümlede “where” soru.

I know where the Kaaba is.

Bu cümledeki “where” soru cümlesi değil. İsim cümlesi.

I know + (where the Kaaba is.)

(Kabe'nin nerede olduğunu) (biliyorum.)


Önerilen Video:

https://www.youtube.com/watch?v=IX3aFdNU_xo&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=8


2) Karışık gibi görünen yapıları sadeleştirin.

 

Şu örneğe bir bakın.

Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

Oldukça karışık bir yapı değil mi?

Aslında cümle şu.

(Do you know) + (who I am)

Kim olduğumu biliyormusun.

 

We absolutely believe that “there is no God but Allah”

Biz kesinlikle inanıyoruz, şuna, hiç bir Tanrı yok, sadece Allah var.

 

Allah, the creator of everything, says:

Allah, Her şeyin yaratıcısı, diyor ki:

 

This is the Quran! There is no doubt about it.

(This is the Quran!) + (There is no doubt) + (about it.)

İşte bu Kur’an. Şüphe yok. Onun hakkında.

 

If you want + (to enter) + heaven, you have to + worship Allah.

Cennete (girmek) istiyorsan Allah'a (ibadet) etmelisin.

 

(The most beautiful thing in this worldly life) (is) (the time) (spent) (in worshiping Allah.)

(Bu dünya hayatındaki en güzel şey) (Allah'a kulluk için) (harcanan zamandır)


3- Uzun Cümleleri Basit Parçalara Ayırmasını Öğrenin.

Matematikte bir işlemi çözerken ilk önce parantez içleri yapılır.

Mantık aynen buna benziyor.

Şu cümleyi okuyunuz.

 

A person who puts his trust in Allah shows mercy to all created things because of the Creator.

Allah'a tevekkül eden insan, Yaradan'dan ötürü Yaradılan her şeye merhamet eder.

 

İngilizce Temel cümle mantığı:

(Subject + Verb) + Object (Nesne, Tümleç) +Time (Zaman) + Place (Yer)

 

Ve cümle içinde bir kelimeyi daha detaylıca açıklamak isterseniz, sanki parantez açtığınızı düşünün ve o kelimeyi açıklayıp yolunuza devam edin.

Parantezi nasıl açıyoruz.

Nitelemek istediğimiz kelime ya da cümleye ait özne veya nesne yerine yanına (who/which/that/where/how/what/whose/why...) yazıyoruz.

Birinci bölümde bu izah edildi.

 

Bazen de açıklamak istediğimiz şeyi "iki virgül arasına" alıyoruz.

Şu örneğe bakın.

Ali, sabahları erken kalkan, çalışkan bir insandır.

Ali, who gets up early in the morning, is a hardworking person.

 

Bazen de cümlenin tamamına atıfta bulunulur.

İslam en son ve geçerli dinin adıdır, ki o din tüm insanlara gönderilmiştir.

Islam is the name of the last and valid religion, which religion was sent to all people.


4- Kafanızda Türkçeye Çevirmeden İngilizce Düşünmek ve Konuşmak Mümkün mü?

1) Dile maruz kalın.

2) Kelime ezberlemeyin, kavram olarak edinin.

3) İstisnalar olsa da, dil ile matematik arasında kuvvetli bir ilişki vardır.

Now, examples:

At, on, in, by üzerinden anlatmaya çalışalım.

 

At: Aklınıza spesifik bir nokta gelsin. Şu an tek boyuttasınız.

“at exactly five o'clock” Saat tam olarak beş.

 

On: Şimdi iki boyuta geçin ve yüzeydesiniz.

“on the table”

 

İn: Şimdi üç boyuta geçin. Bir şeyin içindesiniz.

“in general” or “in the paradise”

 

By: Kullanım yerine göre anlam yükleyin. “tarafından, ye kadar, nın yanında”

by plane,  by 2020, by 10 am, by the building.


5- Gramere Takılmadan Konuşmaya Çalışın.

 

Present Perfect: "I have seen it before" yerine

Simple Past: "I saw it before"

diye söylemek gramer olarak hatalı ama, günlük yaşamda duymak mümkün.

Gramer olarak doğru şekli,

Simple Past: I saw it yesterday.

(Çünkü spesifik bir zaman var)

 

Günlük hayatta yaptığınız işleri İngilizce olarak söylemeye çalışın.

I'm taking the child to school.

Çocuğu okula götürüyorum.

I picked up the kid from school.

Çocuğu okuldan aldım.

 

İngilizcede Uzun Cümleleri Türkçe Okur Gibi Okuyun.

Eğer art arda gelen iki kelime üst üste örtüşmüyor ise, bilin ki ya bir hata ya da araya "relative pronoun" ilavesi gerekir.

 

İngilizcede uzun cümleleri analiz ettiğimizde genelde şunu görürüz.

İsim, sıfat ya da zarf yanına onu tarif eden açıklama ya da cümle alır.

Bunlar, that / who / which / where / what / whose / what / how gibi.

Bir ismi tarif ederken who / that kullanır iken, örneğin tarif ettiğiniz şeyin yerini belirtmek için “where” daha vurgulu bir şekilde yerini tarif etmek isterseniz “in which =where” kullanılır.

Örnek verelim.

those = şunlar

those who = Şu insanlar (who ile tarif ediyor)

those who believe = inananlar

those who believe and do good = inanıp iyi işler yapanlar

for those who believe and do good = inanıp iyi işler yapanlar için

As for those who believe and do good = İman edip de sâlih amel işleyenler (ise)

(Burada birebir çeviri yerine, anlamı konsept içinde düşündük.)

 

fear the fire fuelled with people and stones, which is prepared for the disbelievers.

(Yakıtı insanlar ve taşlar olan, kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının.)

 

It is they who will be the residents of Paradise, staying there forever, as a reward for what they used to do.

(İşte onlar cennet ehlidirler. Yapmış olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır.)

 

Kur’an-ı Kerim’de sıkça geçen bazı deyimler.

The residents of Paradise / the companions of Paradise / Cennet ehli.

The residents of the Blaze /  the companions of the Blaze / Cehennem ehli.

Fear of Allah / Allah’tan korkmak.

mindfull of Allah / Allah’tan sakınmak. (Takva)

tremendous punishment / severe in punishment / muazzam şiddetli ceza.


Önerilen Video:


6- Soru Kipleri.

Why are you looking at me like that?

Bana neden öyle bakıyorsun?

 

Where are you going to?

Nereye gidiyorsun?

 

What are you going to do after graduation?

Mezuniyetten sonra ne yapacaksın?

 

Which one do you prefer?

Hangisini tercih ediyorsun?

 

How did you come here?

Buraya nasıl geldin?

 

Who told this?

Bunu kim söyledi?

 

When did you come here?

Buraya ne zaman geldin?

 

Whose is this book?

Bu kitap kimin?


7) Prepositions. (Edatları mutlaka kullanım yerlerine göre öğrenin.)

of Prophet Muhammad (pbuh) is the Messenger of Allah (Allah’ın Peygamberi)

to

from : From Masjid Nabawi to Masjid Haram (Peygamber Mescidin’den Kabe’ye)

in

into

on

at

for

with

by

off

like

about

up

down

through

without

between

under : in Paradise, under which rivers flow (altından ırmaklar akan Cennette)

in front of

until

over

outside

after

before

…..

Önerilen Kaynak:

https://blog.cambly.com/tr/prepositions-ilgecler/


8- Modals (Can, May, Must ...)

Can : becerilerde kullanılır.

May : olasılık durumlarında.

Would : rica durumlarında.

Should : kuvvetli tavsiye.

Must : zorunluluk, mecburiyet

have to / need to : yapmayabilirsin ama yapsan iyi olur anlamında zorunluluk.

Not: Soru cümlelerde "can" yerine "may" olur.

Çünkü bir şeyi becerememek, bir olasılıktır.

Bu da bizi "may" kullanmaya götürür.

Örnekler:

You should pray five times a day

Günde beş vakit namaz kılmalısın.

(Kuvvetli bir tavsiye. Yani yapmaz isen, bak iyi düşün, ahiret var, sorgu sual var.)

 

You have to pray five times a day.

Günde beş vakit namaz kılman gerekir.

 

According to the Noble Quran, You must pray five times a day.

Kur'an-ı Kerim'e göre, günde beş vakit namaz kılmalısın.

(Yani, mecburuz. Bizim keyfimize kalmamış.)

 

You can pray five times a day. Do not obey the devil.

Günde beş vakit namaz kılabilirsin. Şeytana uyma.

(Yani buna gücün yeter, yapabilirsin, işi olasılığa bırakma. İradeni kullan ve yap.)

 

What would you like to drink? Zamzam if possible.

Ne içmek istersiniz? Mümkünse zemzem.

Önerilen Kaynak:

https://www.youtube.com/watch?v=88RSSkUoCAs&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=30


9- Bağlaçları Kullanım Yerlerine Göre Öğrenin.

And

But

Or

Yet

So

Because

Although = even though = though = rağmen, karşın

Ihsan is "to worship Allah (as if you see Him), (even though) you do not see Him"

However

Since

For

When

While

By the time

Thus

That’s why

İn addition to

Moreover

Hence

Not only … but also

Neither … nor

As well as

So as to

….

Önerilen çalışma linki aşağıdadır.

https://blog.cambly.com/tr/ingilizce-baglaclar-ve-turkceleri/


10- Phrasal Words

Add up: Birbirine eklemek.

Blow up: Çok sinirlenmek.

Call off: Bir kişi veya hayvanın saldırmayı, kovalamayı kesmesini sağlamak.

Bring up: Bir şey hakkında konuşmak.

Carry on: Yapmaya devam etmek.

Get away: Bir yeri terk etmek.

Fall Apart: Kafa karışıklığı veya duygusal sebeplerle normal hayatını sürdürememek.

Stay up: Normalden daha fazla uyanık kalmak.

Figure out: Çözmek, düşünerek bulmak.

Look after: Göz kulak olmak, bakımını üstlenmek

Kaynak:

https://www.konusmakulubu.net/yazi/ingilizcedeen-cok-kullanilan-10-phrasal-verb

 

Burada mantık yürütmek (bazen mümkün) olsa da, en güzel öğrenme konsept içinde öğrenmek.

out : içeriden dışarıya doğru

figure out : şekilden dışarı çık, yani resme yukarıdan bak, büyük resmi gör, yani (anlamak, çözmek)

sell out : satıştan dışarı çık, satış yapma,  yani (tasfiye etmek)

point out : noktadan dışarı doğru çık, yani (işaret etmek)

contract out : sözleşmenin sadece metninde kalma, dışarı doğru açıl, yani (sözleşme yapmak)

burn out : yanmaktan dışarı doğru yol al, artık yanma, yani (yanıp bitmek)


Önerilen Video.

https://www.youtube.com/watch?v=joOIOfunLCw&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=22&t=469s


11- Kalıp cümleleri ezberleyin.

Let's get started.

You’re welcome.

What is your nationality?

How can I help you?

What’s the matter? (Sorun ne)

What’s up? (Ne haber)

Don’t worry: (Endişelenme, merak etme.)

Stay away: (Uzak dur).

Calm down: (Sakin ol.)

Don’t move: (Hareket etme, kımıldama.)

Hurry up: (Acele et.)

I see (Anlıyorum)

What would you like to drink?

Which one do you prefer?

How long have you been here?

Why did you come here?

How long are you going to stay here?

Where do you want to go to, sir?

I want to go to this address.

Can I have a receipt please? 

in addition to this, ıt is known that  (Buna ek olarak, bilinir ki)

Unlike popular belief  (Yaygın inanıştan farklı olarak)

The obvious question is…

Everyone knows the fact that…

Today, we will talk about…

We will discuss the topic of…

That’s all for now. (Şimdilik bu kadar)


Devamı sizde….İngilizceye maruz kalın.


12- Active-Passive (Etken - Edilgen)

Bir cümlenin passive (edilgen) yapılabilmesi için, fiilin yanına nesne alabilmesi gerekir.

Yanına nesne alamayan (die, happen, occur, go, belong, arrive… gibi) fiillere ait cümleler passive yapılamaz.

Örneğin “What Allah wills happens.” “Allah'ın dilediği olur.” cümlesi pasif olmaz.


Active – Passive Örnek Cümle:

Active :

Ahmet reads the Quran every day.

Ahmet her gün Kur’an-ı Kerim okur.

Passive :

The Quran is read by Ahmet every day.

Kur’an-ı Kerim her gün Ahmet tarafından okunur.


Bir cümleyi ne zaman passive yapmamız gerekir.

İşi yapanı bilmediğimizde, sakladığımızda ya da vurgu yapmak istediğimizde, ikili ilişkilerde resmiyet olmasını istediğimizde.

Mesela zam haberleri genelde passive yapılarak, hem ortaya konuşmuş oluruz hem de işi yapanı gizleriz.

Active : I told you this last week.    Bunu sana geçen hafta söylemiştim.

Passive : This was said last week.   Bu geçen hafta söylendi.

Bu cümlede hem resmiyet var, hem de özne gizlendi.

 

Active : (He knows) + what good morals mean.

O bilir ….

Passive : (He is known) + as a man of good morals.

O bilinir … (güzel ahlak sahibi bir adam olarak)

Bu cümlede özneyi gizlemiş olduk. Tevazu göstermiş olduk.

 

Cümleyi “passive” yapmanın genel mantığı şu.

Ana cümlede vurgulamak istediğimiz nesne baş tarafa özne konumuna gelir ve devamında,

Active cümlenin zamanı ne ise, mastar halindeki (to be) fiili, cümle içinde olması gereken duruma göre (be – being - am-is-are / was-were / been) ilave edilir ve ana fiil her zaman (V3) olur. Passive cümlenin ana fiili (V+ing) olmaz.


Tüm Modals 'lar passive yapılırken yanına (be + v3) alır.


Şu şekilde kullanım da mümkün.

It is said that... Söylenir ki...

It is reported that.. Rapor edilir ki...

 

Konuyla ilgili çalışma linki aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=V9qkEi3Zv2s&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=7&t=292s

 

13- Causatives: (have, help, make, let, get, allow, cause) kullanımları.

Bununla ilgili çalışma linki aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=-ih12q0ZrFM&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=10

 

14- Participles.

Kullanım Alanları:

1) Sıfat cümleciklerinin kısaltılmasında.

The man who comes

The man coming …..

 

The book which was written

The book written ….

 

2) Özneleri aynı olan iki cümlenin birleştirilmesinde.

Ali performed the morning prayer. (Ali sabah namazını kıldı.)

He went to work. (Çalışmaya gitti.)

Having performed the morning prayer, Ali went to work.

 

Konuyla ilgili önerilen çalışma linki aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=D1_pAtbnfLM&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=11


15- Comparatives and Superlatives.

 

İki şey arasında karşılaştırma yaparken (more ya da less) kullanırız.

 

İkiden fazla şey arasında kıyas yaparken (the most ya da the least) kullanırız.


Mesela, 2 kişi var.

Biri diğerine göre "ahlâken daha iyi"

Şu cümleye bakın.

Ali is more moral than Hasan.

Ali, Hasan'dan daha ahlaklıdır.


Diyelim 3 veya daha fazla kişi var ve aralarında "en takva olan" kişiyi ifade etmek istiyorsunuz.

Şu cümleye bakın.

Among Ali, Hasan and Ahmet, Ahmet is the most pious.

Ali, Hasan ve Ahmet arasında en dindarları Ahmet'tir.


Bir de "the comparative ... the comparative..." yapısı var.

"Ne kadar ekmek o kadar köfte" diye söylenen kalıp.

Örnek cümleye bakın.

The more you worship Allah, the more rewards you will receive.

Allah'a ne kadar çok ibadet edersen, o kadar çok sevap alırsın.


Konuyla ilgili önerilen çalışma linki aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=tk9pG8uLRFE&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=34&t=120s


16- İngilizce'de Gramere Takılıp Kalmayın.

Mesela "tense" ler, biraz ön bilginiz varsa, toplam 24 saat (bir ay) içerisinde bitecek bir husus.

Zaten ortaokul ve lisede 8 yıl okudunuz.

 

To be Fiili üzerinden konuyu özetler isek,

Fiilin 3 çekimini biliyorsunuz. (V1:beV2:wasV3:been)

 

İngilizcede fiilerin çeşitli halleri vardır.

to go: gitmek (mastar hali)

go: git (emir)

going: gidiyor (şimdiki zaman)

went: go fiilinin (Verb 2) hali.

gone: go fiilinin (Verb 3) hali

 

Basit Yapılar.

Basit yapılarda, “to be” fiili

Şimdiki zamanda “am / is / are”  -  I am a student.

Geçmiş zamanda “was / were”  -  He was just here.

Who are you? - I am a student.

Question form : Am I a student?

Negative form : I am not a student.

Who is she? - She is my sister.

What is this?

This is a book – is this a book – it is not a book – it isn’t a book

How are you?

Thank you, and you?

Where are you from?

I’m from Turkey

This: Bu (Elimizin ulaşacağı yakın şeyleri tarif ederken)

That: Şu (Uzakta olan şeyleri tarif ederken)

a ve an  belirsiz olan isimlerin önüne geliyor.

Hatırlayın belirli olursa the geliyordu.

There is …. (var anlamında, tekil yapılarda kullanılır)

There are …. (var anlamında, çoğul yapılarda kullanılır)

 

Fiili yalın halde (V1) kullanır iseniz, Simple Tense olur. (Her zaman geçerli olaylar)

Fiili ikinci halde (V2) kullanır iseniz, Simple Past Tense olur. (Geçmişte bir noktada olup bitmiş olaylar)

Fiili üçüncü halde (V3) kullanır iseniz, Present Perfect Tense olur. (Geçmişten günümüze devam eden ya da geçmişte tam olarak ne zaman olduğunu bilmediğimiz olaylar)

 

Fiile "will" yada "going to" eklerseniz, Present Future Tense olur. (Gelecekten bahsederken)

Fiile (V1+ ing) ekler iseniz, Present Continious olur. (Devam eden olaylar)

Fiile “modal” eklerseniz (can / may / should /have to / need to /must) bir şeyi yapabilme, tavsiye veya zorunluluk cümlesi kurmuş olursunuz.

 

Ama hocam, Past Continious var.

Mantık aynı.

To be fiilinin 2. hali olan "was" ın yanındaki ana fiile "ing" ekleyeceksin.

 

Aslında toplam 12 tane "tense" in matematiksel bir mantığı var.


Ama hocam, million years ago dedi, Past Simple kullandı,

Recently dedi, Perfect Tense kullandı.

Güzel kardeşim.

Birincisi, milyon yıl önce demiş olsa da, geçmişte spesifik bir zamanı anlatır.

Recently ise, son zamanlarda anlamında. Yani yakın geçmiş olsa bile geçmişten günümüze bir süreç söz konusu.

 

Past Continuous "What" sorusuna

Past Perfect Continious "How long" sorusuna cevap verir.

Yani birisinde spesifik bir zaman, diğerinde "bir süreç" var.

 

Birde Perfect Tence (V3) ve Since (V2) kullanımı var.

Bu zaman uyumuna aykırı değil mi?

Bu bir istisna ama mantığı doğru.

Şu cümleye bir bakın.

How long have you been to Turkey?

– I have been to Turkey since I was born – Doğduğu gün spesifik bir zaman.

– I have been to Turkey for 20 years – 20 yıldır diyor ve süreç var.

 

Ama şunu hatırında tut. İngilizcede en çok kullanılan tense’ler şunlar.

Present Simple Tense : I always pray. (V1)

Past Simple Tense : I did the morning prayer. (do fiili V2:did)

Present Perfect Tense : I have been praying for 3 years. ( Be fiili V3:been)

Present Future Tense : I shall/will pray. (pray fiili V1)

Present Continious Tense : I am praying right now. (pray + ing)

Bir de modal'lar : You must / should pray.


İngilizce'de Bir Cümlenin Temel Yapısı : (S+V+O) +Time+Place


Tense'lerin üç ana zamanı var. Past-Present-Future

Yardımcı Fiil (am-is-are, was-were, will) ve Esas Fiilin (V1-V2-V3) cümle içindeki kullanımına bakarak cümlenin zamanını anlıyoruz.


Cümlenin ana fiilini yazarken kullanılacak 3 temel filtre.

Singular, plural / Active, passive / Tense

 

Zaman Uyumu:

Past –Past   /    Present – Present   /  Present - Future

 

Tense Özelliklerine Göre Sınıflandırma.

Simple Tense (Bir olay anlatmak için)

Continious Tense (Bir olayın sürecini anlatmak için)

Perfect Tense (Bir olayda önce-sonra sıralamasını anlatmak için)

Perfect Continuous Tense (Hem önce-sonra ilişkisi hem de olayın sürecini anlatmak için)

 

İngilizce Uzun Cümleler Nasıl Yapılıyor?

Cümledeki bir isme ya da nesneye "relative pronoun" ekleyerek “adjective clauses” yapıyor ve cümleyi uzun hale getirebiliyorsunuz.

Bir de "noun clauses" yani isim cümleciği ile bunu yapıyorsunuz.

Bu durumda "noun clauses" cümledeki fiilin ya önüne geliyor ya da fiilden sonra geliyor. Yani cümlenin öznesi ya da nesnesi oluyor.

İngilizce bir cümleyi okurken Türkçe okur gibi okuyun. Eğer art arda gelen iki kelime üst üste örtüşmüyor ise, bilin ki arada yukarıda söylenen "relative pronoun" ilavesi gerekir.

Bunun haricince bağlaçları kullanarak uzun cümleler kurulabiliyor.


Zamanlarla Alakalı Önerilen Video Bağlantıları:


Tüm Zamanlar İçin Genel Özet (Sıfırdan Öğrenenler İçin)

https://www.youtube.com/watch?v=O9S70oJAivI&t=3939s

 

Simple Present Tense: 

https://www.youtube.com/watch?v=FqmiLz29f9E

 

Present Past Tense

https://www.youtube.com/watch?v=g-uW_KheiEc

 

Present Continuous Tense.

https://www.youtube.com/watch?v=z7xA8V5JtbQ

 

Present Future Tense

https://www.youtube.com/watch?v=i8XwW41P4Xg

 

Present Perfect Tense.

https://www.youtube.com/watch?v=553eeL1Dvho

 

Karşılaştırılmalı Tüm Zamanlar.

https://www.youtube.com/watch?v=0DhkvIRG83U&list=PL2bn6xXECq8XgX4U8F7fURoly6PatEyOc&index=5


17- Speaking, Listening ve Writing Becerisi.


Speaking - Konuşma

Telefonunuzun Ayarlarını İngilizce yaparak, Play Store uygulamasından "Google Asistan" uygulamasını indirin. 

Dilediğiniz yerde, dilediğiniz kadar pratik yapın. 

İstediğiniz kadar hata yapın. Utanma çekinme yok. 

Karşınızdaki ses kalitesi ve verilen cevaplar oldukça tatmin edici.


Writing - Yazma Becerisini Geliştirmek İçin Önerilen Link

https://www.youtube.com/playlist?list=PL2bn6xXECq8XCbLcKGupw4FW59lt66vcW


Listening - Dinleme

İlk etapta söylenenleri anlamasanız bile, biraz aşağıda önerdiğim linklerdeki konuşmaları birkaç kere dinleyiniz.

Bir şeye ne kadar çok maruz kalırsanız, o kadar çabuk öğrenirsiniz.

Anlamak için şu 3 şeyi yapın.

1- İlk önce alt yazı açık dinleyin.

2- Daha sonra dudak hareketlerini takip edin.

3- Sadece dinleyin.


Listening Becerisini Geliştirmek İçin Önerilen Linkler.


https://www.youtube.com/watch?v=0bgqTxCSHmI

 

https://www.youtube.com/watch?v=AY5LZopqyio&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=8

 

https://www.youtube.com/watch?v=6fcdSQEon7E

 

https://www.youtube.com/watch?v=-bx8RE1GAgg&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=45

 

https://www.youtube.com/watch?v=GIenHVqRI6M&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=3&t=1833s

 

https://www.youtube.com/watch?v=SJOnhWiJArM&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=44&t=128s

 

https://www.youtube.com/watch?v=SkM_2EhMBKs&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=25

 

https://www.youtube.com/watch?v=BjcK4RbTQcs&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=36&t=325s

 

https://www.youtube.com/watch?v=0I5AJk1gJU8&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=7&t=920s

 

https://www.youtube.com/watch?v=aEH2GkuRIHs&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=31&t=5s

 

https://www.youtube.com/watch?v=5bl239T9uJQ&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=26

 

https://www.youtube.com/watch?v=FtGTE3qJvWY&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=38

 

https://www.youtube.com/watch?v=dAwgCzh9_bk&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=43&t=201s

 

https://www.youtube.com/watch?v=2gVjxIIXnx0&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=12

 

https://www.youtube.com/watch?v=Mtm6XRkcd6k&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=13&t=4s

 

https://www.youtube.com/watch?v=VSCEM6MWyj4&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=15

 

https://www.youtube.com/watch?v=4AzpmZ7AjaQ&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=5

 

https://www.youtube.com/watch?v=pqSs9_XJyBo&list=PLo5I1yOJKpvmXLzo5iLopu8IO-a8dl92m&index=30&t=80s


18- İngilizce Öğrenmek İçin Kaynaklar.

İlk olarak hangi amaç için İngilizce öğrenmek istiyorsunuz.

Basit düzeyde konuşma becerisi mi, bir şirketteki operasyonel faaliyetleri yürütmek mi, bilimsel yayınları ve gazete haberlerini takip etmek mi, yoksa genel kültür için mi?

Aşağıda, tavsiye edebileceğim bazı siteleri istifadenize sunuyorum.


Konuşma Kalıpları.

https://www.youtube.com/channel/UC-GG5C1HjkRNDk7d1g2thjw/playlists


İngilizce Düşünme.

https://www.youtube.com/watch?v=mSvkOZ3evao

 

Kulağın İngilizce ‘ye Alışması.

https://www.youtube.com/playlist?list=PLC7Qw85lMsazAWHqjyL0g3Cx6Rq6udpS4

 

https://www.youtube.com/c/esllab

 

Genel Kültür İngilizce Konuşma ve Dinleme Becerisi:

https://www.youtube.com/channel/UCZJJTxA36ZPNTJ1WFIByaeA/videos

 

YDS, YÖKDİL, TOEFL ve IELTS Benzeri Sınavlar.

https://www.youtube.com/c/testat%C3%B6lyesi/playlists

 

https://www.youtube.com/channel/UCR2SgFrRdoRrOxCAG-AYuxA

 

Çocuklar İçin.

https://www.youtube.com/channel/UCTRHegh7UqWuKRymXoqzbzA

 

Telaffuzunu Geliştirmek İsteyenler İçin.

https://www.youtube.com/channel/UCMTcsanYhBtOb096XegDZQA

 

İngilizcede En Çok Kullanılan 3000 Kelime.

https://www.oxfordlearnersdictionaries.com/wordlist/english/oxford3000/Oxford3000_O-P/

 

Reading Becerisi İçin Kaynaklar:

https://dogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/05161557_YHO5YNG.pdf

https://dogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/06155222_iho6ing.pdf

https://dogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/06155309_iho_7.pdf

https://dogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/06155325_iho_8ing.pdf

 

Arapça Tavsiye Edebileceğim Siteler.

https://www.madinaharabic.com/

 

https://www.youtube.com/channel/UC0A5REF21kXBkG2KziS76FA


19- Kur'an-ı Kerimi İngilizce Anlamak.

Kur'an-ı Kerimde En Çok Karşımıza Çıkan (İngilizce) Kelime - Kavram Çalışması.


In the Name of Allah.

Bismillah.


no doubt about the Qur'an.

Kur'an-ı Kerim hakkında şüphe yok.

 

mindful of Allah.

Allah'tan sakınmak. (yani takva sahibi olmak)

 

O believers.

O you who have believed.

Ey iman edenler

 

establish prayer.

Namazı dosdoğru kılmak.

 

in the Hereafter.

Ahiret hayatı

 

those who disbelieve.

İnanmayanlar

 

tremendous punishment.

Elim yani büyük bir azap.

 

They [think to] deceive Allah and those who believe.

Allah'ı ve inananları aldattığını düşünenler, yani münafıklar.

 

hypocrite.

münafık

 

a painful punishment.

elim (acı) bir azap

 

spread corruption in the land.

Karada fesat çıkarmak ya da yeryüzünde bozgunculuğu yaymak.

 

they who are the foolish.

Beyinsizler

 

their evil associates.

onların şeytan ruhlu (yani kötülüğü yayan) ortakları

 

transgression.

günah, ihlal.

 

quidence.

rehberlik, yönlendirme.

 

in darkness [so] they could not see.

karanlıklar içinde olup görememek

 

never return to the Right Path.

asla doğru yola dönmemek.

 

fear of death.

ölüm korkusu

 

Surely Allah is Most Capable of everything

Şüphesiz Allah (cc) gücü her şeye yetendir.


20- Kısa Video Linkleri. The Message (Çağrı Filminden)

İngilizce Öğrenme Dokümanları.

The Message (Çağrı) Filmi Kısa Video Linkleri

1. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxHkWkKhbYcXxZqCF-xp1lYSA9cqkW4m_o

2. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxgQ6dT4d4NuH5kOWqQXnTgT2_8M2eTATt

3. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxVCt1tbYHWkjpYq6pyVcdpNc57bAGrTUg

4. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxOndZZKW5aZoZBO7pC4Z9vr7u29NWoOIq

5. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxVrjSX0lg_GmXvkwaroIL0P2UTWL8nUHd

6. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxPTLXgkcuTICs32QxXNkAwRXbPVpW-TfA

7. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxR7nLNtsQ99yVw3d0FR6MmSWm6hxLqLmK

8. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxcI3wMPfYUESecZIZYepan5vTD2FIR_EJ

9. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxqVyJxrZnNi8B9EJtIRN989xnNgt5In60

10. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxoxA4Mr1pK6nw_nc-Ws3d-lfLinSDUpwf

11. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/Ugkx8bFRNl5hY7qdSrG63j_J2RaZahlX-JZN

12. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxNT7q0MkzxxkkEpyc54UQyKXBOb44R73o

13. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/Ugkx0PlB3HpoAYHw6XbtdjnYfbtX1J6ikyjS

14. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxX1HKrcl60HaVeIeOsAteDnkxw89qFtC3

15. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxQRZRghMSooRaZ5zUn52g2vrtmEYRb2OT

16. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxtLrFxUlbwFxI8Moc3Ye3nAD1iqou_wN_

17. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxKH7xMehJpz6NU8DOUW4KGU6FSnwfMua9

18. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/UgkxmUPQ0nb5snqXqSMawGDYTZeBetd6LmCt

19. Kısa Video.

https://youtube.com/clip/Ugkxc0lEAnTQEvjrmQU4IVF4B1eBtHO2fXbt

İngilizce Öğrenme Videoları Youtube Linki.

Abone olun, çevrenize tavsiye edin.

(27 Video)

https://youtube.com/playlist?list=PLo5I1yOJKpvmj_iL9vV4fVuxYORuHja9o

 

Aşağıda yazılanlar henüz geliştirilme aşamasındadır.

İngilizcenin Gramer Mantığı

İngilizcenin %80 ve daha fazlası kelime edinmektir. (Ezberlemek demiyorum)

İngilizcedeki en çok kullanılan 5 zaman olmak üzere toplam 12 tane zamanın bir felsefesi (mantığı) var.

 

Bunu anlayabilmek için fiillerin üç halini bilmemiz gerekiyor.

Bir fiilin yalın hali V1 (güncel)

Bir fiilin ikinci hali V2 (geçmiş)

Bir fiilin geçmiş halini güncele bağlayan hali V2’denV1’e bağlayan hali yani V3 ise “Present Perfect” dediğimiz hali.

 

Bunu daha iyi anlayabilmek için “be” “do” ve “have” fiilleri üzerinden örneklerle işin mantığını anlamaya çalışalım.

 

“be” “olmak” anlamındaki fiilin üç ayrı çekimi:

(am-is-are / was-were / have been-has been)

 

Basit şimdiki zamanda “am/is/are” oluyor.

I am (of the opinion) / Fikrimin sahibiyim.

 

Geçmiş zamanda “was/were” oluyor.

He was a good person. / O iyi bir insandı.

 

Present Perfect zamanda “have been/has been” oluyor.

Have you ever been here before? / Daha önce hiç burada bulundun mu?

 

“do” “yapmak” anlamındaki fiil.

(do / did / done)


Geniş zamanda fiilin birinci hali V1 kullanılıyor.

Bu nedenle geniş zamanda cümle kurarken, öznenin yanına hangi işi yapıyorsanız doğrudan fiilin V1 hali geliyor.

“I do  ,  You pray  ,  You prefer” gibi.

 

Geçmiş zamanda fiilin ikinci hali Vkullanılıyor.

I went. / Gittim.

Soru ve olumsuz hallerinde bu kez “do” nun ikinci hali olan “did” cümlelerde yerini alıyor. Bu arada ana fiil tekrar birinci hale (V1) geliyor.

Neden? Çünkü o işin yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz ve soruyoruz. Bu nedenle fiil tekrar aslına dönüyor diye bir mantık kuralım.

Did I go / Gittim mi?

I did not go. /Gitmedim.

 

Present Perfect zamanda ise fiilin 3. hali olan “done” kullanılır iken yanına “have / has” alıyor.

Neden? Çünkü geçmişten günümüze doğru gelen yolculukta “yapılan o işe/eyleme sahip olma mantığı” var.

I have done / Yapageldim.

 

Gelecek Zaman.

Bir şeyi gelecekte yapmak demek, o şeye niyet etmek o şeyi istemek anlamındadır.

Bu nedenle özne yanına istemek, niyet etmek anlamında “will” alır.

I will go / Gitmek istiyorum.

 

Bir şeyi gelecekte yapmayı, şimdiden kesinleştirdi iseniz, bu kez arzu etmek ve istemek, istediğiniz o işe ait gitme eylemine dönüşür ve “will” yerini “going to” ya bırakır. Yani bir şeye doğru gitmek.

 

Şimdiki Zaman.

Eğer yapılan iş/eylem (şimdi, geçmişte ya da gelecekte devam eden bir süreci) içinde barındırıyor ise, bu kez fiillerin yalın haline V1 + ing” ekliyorsunuz.

He is fasting today. / Bugün oruç tutuyor.

 

Dil öğrenir iken "ilk ve en önce" mantığını (felsefesini) bilirseniz, öğrenme süreci hem eğlenceye dönüşür hem de çok kolay olur.

Şimdi de "Present Perfect Tense" 

Geçmişte bir işin ne zaman yapıldığı kesin olarak belli değilse, yapılan işin etkileri hala devam ediyorsa kullanılan bir zaman olup,

Yardımcı fiil olarak (have/has) alır ve ana fiil V3 olarak kullanılır.

 

“have” “sahip olmak, yapmak” anlamındaki fiil.

Bunun da 3 hali (have/has – had – had)

 

Burada sahip olmak anlamına gelen (have/has yardımcı fiilini) neden kullanıyoruz?

 

Cevabı çok açık aslında.

Geçmişte başlayıp etkisi devam eden bir iş,

"Yani o işe sahip olmayı gerektiren bir durum ya da eylem var"

 

Örnekler:

We have just finished our evening pray.

Akşam namazını henüz bitirdik.

Neden "have" kullandık. Çünkü süreç önceden başladı ve etkisi devam ediyor.

 

I (have) an idea.

Bir fikre sahibim.

Bu cümlede fiil yok ama "have/has" sahip olmak anlamı katıyor ve devam eden bir süreç var.

We have breakfast at 09.00

09.00'da kahvaltı yapıyoruz.

 

Neden "have" kullandık. Çünkü yeme-içme ya da bir işe başlama eylemine sahip olmak durumu var. Yani eylemin sahibiyiz.

 

Hocam bir de "have/has to" zorunluluk bildiren bir yapısı var.

Aslında bunun da bir mantığı var.

Şu örneğe bakın.

 

We have to pray 5 times a day.

We have (to pray) 5 times a day.

Farketti iseniz "have" de bir fiil ve fiillerden sonra gelen ikinci fiiller genelde "to ...." şeklinde yazılır.

Bu da bize amaç bildirir idi.

Burada da "have" aslında sahip olmak.

 

Sonuç olarak işin temel mantığı "have/has" sahip olmak mantığı değişmiyor.

Bütün mesele şu.

Cümleleri analiz ederek okuyun.

 

We (have) breakfast at 09.00

Saat 9'da yapılacak kahvaltı var.

 

We (have) to pray 5 times a day.

Günde 5 vakit kılınması gereken namaz var.

 

(have) a new understanding.

Yeni bir anlayışa sahip olmak var.


 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 32. Bölüm

Empati. Konuyla İlgili Hikâye. Bir ülkenin kralı en sevdiği atını kaybetmiş ve bu yüzden çok üzülmektedir. Atı bir türlü bulamadığı için ortaya bir ödül koyar. Herkes ödülü kazanmak için koşar gelir ama kimse atı bulamaz. Çobanın biri kralın huzuruna çıkar ve atı bulacağını söyler. Kral buna inanmaz. Ülkenin en akıllı kişileri atı bulamadı da bu budala mı bulacak? Çoban atı aramak için kraldan izin ister. Kral çobana peki öyleyse ara bakalım der. Çoban birkaç saat içinde atı bulur ve saraya getirir. Kral bu duruma çok şaşırır. Çobana atı nasıl bulduğunu sorar. Çoban “Çok kolay oldu hükümdarım. Kendimi atın yerine koydum, bir at olsam nereye gideceğimi düşündüm ve onu hemen buldum” Çobanın cevabı kralın çok hoşuna gider ve ödülün çobana verilmesini emreder. Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız. https://www.youtube.com/watch?v=Wmr6GqrFF-Y

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 33. Bölüm

Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar. Konuyla İlgili Hikâye. İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış. Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş. Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş. İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar: – Biz sana para verdik, ne diye mum almadın? – Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor. İçlerinden birisi: – Tabii o kada...

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 18. Bölüm

Çalışkanlık. Konuyla İlgili Hikâye. Bir gün Peygamberimiz ve arkadaşları bir yere gidiyordu. Yol kenarında oturmuş, bomboş duran birini gördüler. Peygamberimiz adamın yanından geçerken bomboş duran adama baktı ama selâm vermeden yoluna devam etti. Peygamberimizin arkadaşları bu olaya hayret ettiler. Çünkü Peygamberimiz herkese selâm verirdi. Ama bu adama selâm vermemişti. Gittikleri yerdeki işlerini bitirdikten sonra aynı yoldan dönüyorlardı. Bu sefer adam, aynı yerde eline bir çöp almış, toprağı karıştırıyordu. Peygamberimiz adamın hizasına gelince bu defa adama dönüp tebessümle baktı ve: - “Esselâmü aleyküm...” diye selâm verdi. Peygamberimizin arkadaşları, bu olaya şaşırdılar. İçlerinden biri: - “Ey Allah’ın elçisi, buradan biraz önce geçtik. Oturan adama baktınız ama selâm vermediniz. Şimdi ise tebessümle bakıp selâm verdiniz. Bunun sebebi nedir?” diye sordu. Sevgili Peygamberimiz: - “Biraz önce buradan geçerken adam oturmuş bomboş bekliyordu. Onun için se...