Ana içeriğe atla

Kenan'ın Diyarı

Gerçek Mü’minin Özellikleri?

Hucurât Sûresi 15.

(Gerçek) mü’minler, ancak Allah’a ve Resûlü’ne inanan; sonra (bunda) şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlardır. İşte onlar (imanlarında) doğru olanların ta kendileridir.

The ˹true˺ believers are only those who believe in Allah and His Messenger—never doubting—and strive with their wealth and their lives in the cause of Allah. They are the ones true in faith.

Hadisi Şerif.

Allahım! Senden faydalı ilim, temiz, helal rızık ve kabul edilecek amel istiyorum.

(İbn Mâce, “İkâme” 32

My God! I ask you for beneficial knowledge, clean, halal sustenance and acceptable deeds.


Önceliğimiz Ne Olmalı!

Tevbe (Berâe) Sûresi 38. Ayeti Kerime.

Ey iman edenler! Size ne oldu da: “Allah yolunda hep birden seferber olun (savaşa çıkın).” denildiği zaman yere çakılıp kaldınız? Âhiretten (vazgeçip, yalnız) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama dünya hayatının faydası (ve refahı) âhiretin yanında pek azdır.

O you who have believed, what is [the matter] with you that, when you are told to go forth in the cause of Allāh, you adhere heavily to the earth?1 Are you satisfied with the life of this world rather than the Hereafter? But what is the enjoyment of worldly life compared to the Hereafter except a [very] little.


Sakınılacak En Önemli Şey!

Bakara Sûresi 281. Ayeti Celile.

Öyle bir günden sakının ki (hepiniz) o günde Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı(nın karşılığı) tastamam verilecek ve onlar asla haksızlığa uğratılmayacaklardır.

Be mindful of the Day when you will ˹all˺ be returned to Allah, then every soul will be paid in full for what it has done, and none will be wronged.

Hadisi Şerif.

Allahım! Senin rahmetini ümit ederim. Bir göz açıp yumuncaya kadar da olsa beni nefsime bırakma. Bütün hallerimi benim için ıslah et. Senden başka ilâh yok, ancak sen varsın.

(Ebû Dâvud, “Edeb”, 111)


İki Yüzlü İnsanlara Dikkat Edin!

Bakara Sûresi 27.

Onlar öyle (fâsık) kimselerdir ki (“İman ettim, müslüman oldum.” dedikleri halde) Allah’a vermiş oldukları taahhüdü (teslimiyet ve itaat sözünü) bozarlar, hem de Allah’ın birleştirilmesini emrettiği (akraba ve müslümanlar, din ile ahlâk ve din ile dünya işleri arasındaki) ilişkileri/bağları keserler ve yeryüzünde (Allah’ın emrine aykırı hareket ve uygulamalarla toplumda) bozgunculuk yaparlar. İşte (dünya ve âhirette) ziyana uğrayanlar onlardır.

Hadisi Şerif.

Allahım! Beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır, bana afiyet ve hayırlı rızık ver.

(Müslim, “Zikir”, r. 35)


Cenabı Hak Bizlerden Ne İstiyor, Kulak Verelim!

Nahl Sûresi 90.

Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği ve yakınlığı olana (özellikle akrabaya muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder; ahlâksızlığı/hayasızlığı, fenâlığı, zulmü/azgınlığı yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size (böylece) öğüt verir.

Indeed, Allāh orders justice and good conduct and giving [help] to relatives and forbids immorality and bad conduct and oppression. He admonishes you that perhaps you will be reminded.

Hadisi Şerif.

Allahım! İbrahim’in âl’ine rahmet eylediğin gibi Muhammed’e ve onun eşleriyle zürriyetine rahmet eyle. İbrahim’in âl’ini mübarek eylediğin gibi Muhammed’i, eşlerini ve zürriyetini mübarek kıl. Sen övülmeye layık ve şerefi yüce olansın.

(Buhârî, “Enbiyâ” 10)


Hatırınızda Tutun, Teğabün 14. ve 15. Ayetleri

Teğâbün Sûresi 14, 15

Ey iman edenler! Şüphesiz eşlerinizden ve evlatlarınızdan (sizi Allah yolundan alıkoymakla) size düşmanlık etmiş olanlar da vardır. Onlardan sakının (kendinizi tamamen kaptırmayın sâlih amelinize devam edin). Eğer (onları) affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz Allah da çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Doğrusu mallarınız ve evlatlarınız (sizin için) bir fitne bir imtihan konusudur. Allah’ın katında ise büyük mükâfat vardır.

O believers! Indeed, some of your spouses and children are enemies to you,1 so beware of them. But if you pardon, overlook, and forgive ˹their faults˺, then Allah is truly All-Forgiving, Most Merciful.

Your wealth and your children are but a trial, and Allāh has with Him a great reward.

Hadisi Şerif.

Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olunmayan duadan sana sığınırım.

(Nesâî, “İsti’âze”, 64)


Takip Ediliyorsun, Hem de Her An!

Ra'd Sûresi 11. Ayeti Celile.

O (insanoğlu)nun önünde, arkasında takip eden (melekler) vardır ki Allah’ın emriyle onu korurlar. Muhakkak ki bir toplum özlerini (iç dünyalarını ve güzel ahlâklarını) değiştirip bozmadıkça, Allah da onların durumunu değiştirip bozmaz.*

Allah (emirlerinden yüz çeviren) bir kavme bir kötülük dileyince, artık onu geri çevirecek yoktur. Onlar için O’ndan başka bir velî (koruyup yardım eden) yoktur.

For each one there are successive angels before and behind, protecting them by Allah’s command. Indeed, Allah would never change a people’s state ˹of favour˺ until they change their own state ˹of faith˺. 

And if it is Allah’s Will to torment a people, it can never be averted, nor can they find a protector other than Him.

Hadisi Şerif.

Allahım! Beni doğru yola ilet ve o yolda başarılı kıl.

(Müslim, “Zikir”, r. 78)

My god! Guide me to the right path and make me successful on that path.


Gerçek Dost Kim?

Nisâ Sûresi 45.

Allah, sizin düşmanlarınızı çok iyi bilendir. Allah, (size) bir dost olarak kâfîdir, bir yardımcı olarak da Allah yeter.

Allah knows best who your enemies are! And Allah is sufficient as a Guardian, and He is sufficient as a Helper.

Hadisi Şerif.

Allahım! Seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi senden dilerim. Allahım! Sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha cazip kıl.

(Tirmizî, “Da’avât”, 73, r. 3490)


Manevi Körlük Nasıl Bir Şey

Bakara Sûresi 171. Ayet.

Doğru yola çağrılan kâfirlerin durumu, bağıran çobanın bağırıp çağırmasından başka bir şey işitmeyen hayvanın durumu gibidir.

Onlar, (mânen) sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebeple onlar, (ilâhî emirleri duysalar da) akletmezler (düşünüp emrin gereğini yerine getirmezler).

Hadisi Şerif.

Allahım! Ömrün en sıkıntılı günlerine kadar yaşamaktan sana sığınırım. Dünya fitnesinden sana sığınırım.

(Buhârî, “Cihâd”, 25)


Doğru Yol Rehberi

En'âm Sûresi 156 ve 157. Ayetler.

(Bu Kur’an’ı indirmemizin sebebi): “Kitaplar, yalnız bizden önceki topluluklar (yahudi ve hıristiyanlara) indirildi, biz ise onların okunmasından hakikaten habersizdik (anlamıyorduk).” demeyesiniz diyedir.

Yahut: “Bize kitap gönderilseydi, biz onlardan daha doğru yolda olurduk.” demeyesiniz diyedir. İşte artık size Rabbinizden açık delil, doğru yol (rehberi) ve bir rahmet gelmiştir. Allah’ın âyetlerini yalanlayandan ve onlardan yüz çeviren ve çevirtenlerden daha zalim kimse bulunabilir mi? Âyetlerimizden yüz çevirenleri (bu) yüz çevirmeleri sebebiyle, azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.

Hadisi Şerif.

Allahım! Bizimle sana karşı olan günahlarımızı ayıracak haşyet; kendisiyle bizi cennetine ulaştıracağın taât; kendisiyle bize dünya musibetlerinden koruyacağın yakînden bir parça nasip eyle. Bize hayat verdiğin müddetçe kulaklarımızı, gözlerimizi ve gücümüzü bizim için faydalı kıl. Soyumuzdan gelenler için de faydalı kıl. Zulmedenlere karşı bize yaptıklarının misliyle mukabele eyle. Düşmanlık yapanlara karşı bize yardım eyle. Dinimizle ilgili hususlarda bize musibet verme. Dünyayı en büyük gayemiz eyleme ve ilmimizi de sadece dünyaya has kılma. Bize merhamet etmeyen kimseleri, bize musallat eyleme.

(Tirmizî, “Da’avât”, 80)


En Güçlü Silah.

Bakara Sûresi / 186. Ayet

(Resûlüm!) Kullarım sana beni soracak olurlarsa (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. (İsterse gönlünden geçirsin.) Bana dua edenin duasına icabet eder kabul ederim. O halde onlar da benim davetimi kabul edip bana itaat etsinler ve bana imanda sebat etsinler. Tâ ki bu sayede doğru yola (kurtuluşa) ulaşmış olsunlar.

When My servants ask you ˹O Prophet˺ about Me: I am truly near. I respond to one’s prayer when they call upon Me. So let them respond ˹with obedience˺ to Me and believe in Me, perhaps they will be guided ˹to the Right Way˺.

İsrâ Sûresi / 82. Ayet

Biz Kur’an’dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.

(Hem ruhânî marazlara hem de cismânî hastalıklara şifadır.)

(Kur’an) zalimlerin de (inkârlarından dolayı) ancak ziyanını artırır.

We send down the Quran as a healing and mercy for the believers, but it only increases the wrongdoers in loss.

Hadisi Şerif.

Ey kalpleri (halden hale) çeviren (Allahım)! Benim kalbimi dinin üzerinde sabit kıl.

(Tirmizî, “Kader”, 7)

O Transformer of hearts (from state to state) (O Allah)! Make my heart firm on religion.


Kardeşliğin Gerçek Tanımı.

Hucurât Sûresi. 10.

Mü’minler ancak kardeştirler. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’ın emirlerine uygun yaşayın ki rahmete nâil olasınız.

The believers are but one brotherhood, so make peace between your brothers. And be mindful of Allah so you may be shown mercy.


En Sevimli Kim?

Tevbe (Berâe) Sûresi / 24.Ayet

De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz bir ticaret ve hoşlandığınız evler, size Allah’tan, Resûlü’nden ve O’nun yolundaki cihaddan daha sevimli ise artık Allah’ın (azap) emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, fâsıklar toplumunu doğru yola eriştirmez.”

Say, ˹O Prophet,˺ “If your parents and children and siblings and spouses and extended family and the wealth you have acquired and the trade you fear will decline and the homes you cherish—˹if all these˺ are more beloved to you than Allah and His Messenger and struggling in His Way, then wait until Allah brings about His Will. Allah does not guide the rebellious people.”

Hadisi Şerif.

Allahım! Hak’tan ayrılmaktan, münafıklıktan (iki yüzlülükten) ve kötü ahlâktan sana sığınırım.

(Ebû Dâvud, “Salât”, 367)

My God! I seek refuge in you from straying from the truth, hypocrisy (hypocrisy), and bad morals.


Vazgeçilmez İki Rehber: Kur’an ve Sünnet.

Kehf Sûresi 54 ve 55. Ayetler.

Andolsun ki biz, bu Kur’an’da insanlara (ihtiyaç duydukları) her misali farklı üsluplarda açıkladık. Fakat insan, pek çok şeyde tartışmacı olmuştur.

Kendilerine doğru yolu gösteren rehber (peygamber ve Kur’an) geldiği halde insanları, iman etmelerinden ve Rablerinden mağfiret dilemelerinden alıkoyan şey, ancak ve ancak evvelkilerin başlarına gelen, âdet-i ilâhî olan felaketin kendilerine de gelmesini veya onlara gözleri önünde âhiretteki azabın gelivermesini beklemeleridir.

We have surely set forth in this Quran every ˹kind of˺ lesson for people, but humankind is the most argumentative of all beings.

And nothing prevents people from believing when guidance comes to them and from seeking their Lord’s forgiveness except ˹their demand˺ to meet the same fate of earlier deniers or that the torment would confront them face to face.

Hadisi Şerif.

Allahım! Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lütfettiğin afiyetin bozulmasından, ansızın vereceğin cezadan ve senin gazabını üzerime çekecek her şeyden sana sığınırım.

(Müslim, “Zikir” 96)


Aklımızı Kullanmak.

Câsiye Sûresi 22,23. Ayetler.

Allah, gökleri ve yeri hak (ve hikmet gayesi) ile yarattı. Öyleyse herkes (dünyada) kazandığının karşılığını görecek ve kimseye haksızlık edilmeyecektir.

Arzu ve heveslerini ilâh edinmiş, bilgisine rağmen (Allah’ı bırakıp da o hevâsına kul olmasından dolayı)* Allah’ın da kendisini sapıklıkta bıraktığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiş olduğu kimseyi gördün mü? Şimdi (bana söyle) artık Allah’tan başka, onu doğru yola kim getirebilir? Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

For Allah created the heavens and the earth for a purpose, so that every soul may be paid back for what it has committed. And none will be wronged. 

Have you seen ˹O Prophet˺ those who have taken their own desires as their god? ˹And so˺ Allah left them to stray knowingly, sealed their hearing and hearts, and placed a cover on their sight. Who then can guide them after Allah? Will you ˹all˺ not then be mindful?

Hadisi Şerif.

Allahım! Senden, işte sebât, doğrulukta azîmet isterim. Senden nimetine şükretmekte, ibadetini iyi yapmakta yardımını dilerim. Senden doğru bir dil, dürüst bir kalp dilerim. Hakkımda bildiklerinin şerrinden sana sığınırım. Hakkımda bildiklerinin hayırlısını senden dilerim. Hakkımda bildiğin günahlarım için senden bağışlanma dilerim. Şüphesiz sen gizli olanları en iyi bilensin.

(Tirmizî, “Da’avât”, 23)

 

Takva ve Adalet Arasındaki İlişki!

Mâide Sûresi 8.

Ey iman edenler! Allah için adaleti (hakkı) ayakta tutan (hâkimler), adalet timsâli şahitler olun.

Bir kavme duyduğunuz kin sizi adaletten sapmaya sevk etmesin.

Âdil davranın, takvâya daha yakın olan da budur.

Allah’a karşı takvâlı olun (emirlerine uygun yaşayın).

Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

O believers! Stand firm for Allah and bear true testimony.

Do not let the hatred of a people lead you to injustice.

Be just! That is closer to righteousness.

And be mindful of Allah.

Surely Allah is All-Aware of what you do.

Hadisi Şerif.

Allahım! İçimi dışımdan daha hayırlı kıl ve dışımı yararlı kıl. Allahım! Sapma ve saptırmaya sebep (olmayacak şekilde) insanlara verdiğin mal, aile ve çocuğun iyisini isterim.

(Tirmizî, “Da’avât”, 124)


En Güzel Sözlü Kim?

Fussilet Sûresi 33.

(İnsanları ibadet ve itaat için) Allah’a çağıran, sâlih (sevaplı) ‘iş ve hareket’ yapan ve “Şüphesiz ben Müslümanlardanım.” diyen kimseden daha güzel sözlü (olan) kimdir?

And whose words are better than someone who calls ˹others˺ to Allah, does good, and says, “I am truly one of those who submit.”?

Hadisi Şerif.

Allahım! Kâfirlikten ve fakirlikten sana sığınırım. Allahım! Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka ilâh yok, ancak sen varsın. 

(Ebû Dâvud, “Edeb”, 111)

My God! I seek refuge in You from disbelief and poverty. My God! I seek refuge in you from the torment of the grave. There is no god but you, but you exist.


Ne Yapsam, Nerede Rahata Ersem?

A'râf Suresi 42. ve 43. Ayetler.

İman edip de sâlih amel işleyenler ise –ki biz hiç kimseye gücünün yettiğinden başka bir şey teklif etmeyiz– işte onlar cennetliktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

Onların yüreklerinden ‘kin ve haset’ cinsinden ne varsa söküp atarız, (köşklerinin) alt tarafından ırmaklar akarken: “Bizi buna eriştiren Allah’a hamdolsun. Eğer Allah, bizi doğru yola iletmeseydi, biz kendimiz (buna) erişemezdik. Andolsun ki Rabbimizin peygamberleri gerçeği getirmiştir.” derler. (Onlara:) “İşte (dünyada) yapmış olduğunuz iyi işlerden dolayı mirasçı edildiğiniz cennet budur.” diye seslenilir.

As for those who believe and do good - We never require of any soul more than what it can afford - it is they who will be the residents of Paradise. They will be there forever.

We will remove whatever bitterness they had in their hearts. Rivers will flow under their feet. And they will say, “Praise be to Allah for guiding us to this. We would have never been guided if Allah had not guided us. The messengers of our Lord had certainly come with the truth.” It will be announced to them, “This is Paradise awarded to you for what you used to do.”

Hadisi Şerif.

Allahım! Beni senin doğru yoluna ilet! Nefsimin şerrinden beni koru.

(Tirmizî, “Da’avât”, 70)

My god! Guide me to your right path! Protect me from the evil of my soul.


Neleri Arzu Edelim!

Tâhâ Sûresi  131.

Kendilerini denemek için o inkâr edenlerden bir kısmını faydalandırdığımız dünya hayatının ziynetine (zenginlik ve debdebesine) asla gözlerini dikme! Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.

Do not let your eyes crave what We have allowed some of the disbelievers to enjoy; the ˹fleeting˺ splendour of this worldly life, which We test them with. But your Lord’s provision ˹in the Hereafter˺ is far better and more lasting.

crave: feel a powerful desire for (something).

fleeting: lasting for a very short time.

splendour: magnificent and splendid appearance

provision: an amount or thing supplied or provided, he action of providing or supplying something for use.

Hadisi Şerif.

Allahım! Beni, güzel amel işlediği zaman sevinenlerden, kötülük yaptığı zaman da mağfiret dileyenlerden kıl.

(İbn Mâce, “Edeb”, 57)

My god! Make me one of those who rejoice when they do good deeds and ask forgiveness when they do evil.


En Güvenli Sığınak Neresi?

Cevabı Nâs, 1-6 Ayetlerde.

De ki: “İnsanların gönüllerine vesvese veren (günaha teşvik eden, ibadetlerden alıkoyan, Allah’a sığındıkça geri çekilen) o sinsi vesvese verici insan ve cin şeytanların şerrinden İnsanların Meliki’ne, İnsanların Rabbine, İnsanların (Allah’ı olan) İlâh’ına sığınırım.”

Say, ˹O Prophet,˺ “I seek refuge in the Lord of humankind, the Master of humankind, the God of humankind,

from the evil of the lurking whisperer - who whispers into the hearts of humankind -from among jinn and humankind.”


Doğal ve Fıtrata Uygun Boya Hangisi?

Bakara Sûresi 138. Ayeti Kerime.

De ki: “Biz Allah’ın (İslâm) boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kim olabilir ki? Biz ancak O’na kulluk edenleriz.”

This is the ˹natural˺ Way of Allah. And who is better than Allah in ordaining a way? And we worship ˹none but˺ Him.

İngilizcede kelimeleri birebir çeviri yerini konsept içinde düşünmek önemlidir. Burada "in ordaining a way" kelime grubunu bu şekilde düşünmek gerekir. "ordain" tek başına kelime anlamı takdir etmek, atamak.

Hadisi Şerif.

Halîm ve Kerîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur…

Allah'ım! Senden gerçekleşmesi kesin olan mağfiretini, her türlü iyilik ve nimetleri kazanmayı, her türlü günahtan da selamette olmayı istiyorum.

Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma.

Ey merhametlilerin en merhametlisi!

(Tirmizî, “Salât”)


Küfr-ü İnadî.

İsrâ Sûresi 89:

Hiç şüphe yok ki biz, bu Kur’an’da insanlara her bir misali türlü şekillerde açıkladık. Yine de insanların pek çoğu, inkârcılıkta direndiler.

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فٖي هٰذَا الْقُرْاٰنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍؗ فَاَبٰٓى اَكْثَرُ النَّاسِ اِلَّا كُفُوراً 

And We have truly set forth every ˹kind of˺ lesson for humanity in this Quran, yet most people persist in disbelief.

Hadisi Şerif.

Allahım! ...... İhanetten sana sığınırım; çünkü o ne fena bir huydur!
(Ebû Dâvud, “Salât”, 367)

My god! ..... I seek refuge in you from betrayal; because what a bad habit it is!


Fakirlik ve Korku Ulusal Güvenlik Sorunudur! 

Bir topluma fakirlik ve korku elbisesi ne zaman giydirilir?

İşte cevabı.

Nahl Sûresi 112:

Allah, şöyle bir memleketi misal verdi: O ülke halkı güven ve huzur içinde idi. Rızkı da her yerden bol bol kendisine geliyordu. Fakat o halk Allah’ın nimetlerine nankörlük etti, Allah da yaptıkları âsîlik yüzünden onlara açlık ve korku elbisesini giydirip acıyı tattırdı. 

(And Allah sets forth the example of a society which was safe and at ease, receiving its provision in abundance from all directions. But its people met Allah’s favours with ingratitude, so Allah made them taste the clutches of hunger and fear for their misdeeds.) 

Kelimeler:

sets forth: Deyim olarak öne sürmek, yola çıkmak anlamında kullanılır.

met: karşılamak 

ingratitude: nankörlük 

ease: absence of difficulty or effort.

clutches: "noun" yani isim anlamından birisi "a tight grasp"

Hadisi Şerif.

Allahım! Fakirlikten, yokluktan, zilletten sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. 

(Ebû Dâvud, “Salât”, 367)

O Allah! I seek refuge in You from poverty and humiliation. I seek refuge in You from oppression and being oppressed.


Kimler Gerçek Kurtuluşa Erer?

Nûr Sûresi 52. Ayet Meâli.

Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat eder, Allah’a saygı duyarak emirlerine uygun yaşarsa işte asıl kurtuluşa erenler onlardır.

(For whoever obeys Allah and His Messenger, and fears Allah and is mindful of Him, then it is they who will ˹truly˺ triumph.)

İngilizce'de "triumph" kelimesi başarı ve zafer demek. Ama öyle böyle değil, herkesçe üzerinde konuşulmaya değer büyük bir zafer ya da başarıya "triumph" deniyor.

Kelimeye konsept içerisinde anlam vererek, anlamı "kurtuluşa ermek" olarak düşünebiliriz. 

"Mindfull" ise kelime olarak dikkatli. Ama nasıl bir dikkat. Bilinçli ve bir şeyin farkında olarak dikkat etmek. O zaman "mindfull of Allah" anlamı "Allah'tan sakınan"

Yani bu sakınma hem bilinçli hem de dikkatlice olmalı.

Dolayısıyla buradaki sakınmayı konsept içerisinde düşünür isek, aynı zamanda takva sahibi olmaya da işaret ediyor.

Hadisi Şerif.

Allahım! Kötü ahlâklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım.

(Tirmizî, “Da’avât”, 127, r. 3591)

(My God! I seek refuge in You from being immoral, doing bad deeds and deviating from wrong beliefs.)

İngilizce'de "deviation" sapma demek. Ama öyle böyle bir sapma değil, önceden belirlenmiş olan standart bir rota üzerinden sapma anlamında.

"refuge" ise sığınmak anlamında. Buradaki sığınma ise bir tehlike ve zorluk durumunda güvenli bir yere sığınmak anlamında.


Şan ve Şöhreti Nerede Arayalım?

Fâtir Suresi 10. Ayet Meâli:

Kim şan ve şöhret istiyorsa, Allah'tan (cc) istesin.

Kötülükleri planlayıp kuranlara ise, şiddetli bir azap vardır.

(Whoever seeks honour and power, then ˹let them know that˺ all honour and power belongs to Allah.

As for those who plot evil, they will suffer a severe punishment.)

İngilizce'de "plot" kelimesinin fiil anlamı "illegal plan yapmak, komplo kurmak"

İlginç olan diğer bir anlamı ise isim olarak "arsa" fiil olarak "bir plan üzerinde işaretlemek"

"evil" ise "kötülük" demek.

Bu arada "As for those" anlamı "şunlara gelince"

severe punishment : Öyle böyle değil, çok şiddetli elem dolu bir azap, ceza.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 32. Bölüm

Empati. Konuyla İlgili Hikâye. Bir ülkenin kralı en sevdiği atını kaybetmiş ve bu yüzden çok üzülmektedir. Atı bir türlü bulamadığı için ortaya bir ödül koyar. Herkes ödülü kazanmak için koşar gelir ama kimse atı bulamaz. Çobanın biri kralın huzuruna çıkar ve atı bulacağını söyler. Kral buna inanmaz. Ülkenin en akıllı kişileri atı bulamadı da bu budala mı bulacak? Çoban atı aramak için kraldan izin ister. Kral çobana peki öyleyse ara bakalım der. Çoban birkaç saat içinde atı bulur ve saraya getirir. Kral bu duruma çok şaşırır. Çobana atı nasıl bulduğunu sorar. Çoban “Çok kolay oldu hükümdarım. Kendimi atın yerine koydum, bir at olsam nereye gideceğimi düşündüm ve onu hemen buldum” Çobanın cevabı kralın çok hoşuna gider ve ödülün çobana verilmesini emreder. Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız. https://www.youtube.com/watch?v=Wmr6GqrFF-Y

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 33. Bölüm

Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar. Konuyla İlgili Hikâye. İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış. Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş. Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş. İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar: – Biz sana para verdik, ne diye mum almadın? – Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor. İçlerinden birisi: – Tabii o kada...

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 18. Bölüm

Çalışkanlık. Konuyla İlgili Hikâye. Bir gün Peygamberimiz ve arkadaşları bir yere gidiyordu. Yol kenarında oturmuş, bomboş duran birini gördüler. Peygamberimiz adamın yanından geçerken bomboş duran adama baktı ama selâm vermeden yoluna devam etti. Peygamberimizin arkadaşları bu olaya hayret ettiler. Çünkü Peygamberimiz herkese selâm verirdi. Ama bu adama selâm vermemişti. Gittikleri yerdeki işlerini bitirdikten sonra aynı yoldan dönüyorlardı. Bu sefer adam, aynı yerde eline bir çöp almış, toprağı karıştırıyordu. Peygamberimiz adamın hizasına gelince bu defa adama dönüp tebessümle baktı ve: - “Esselâmü aleyküm...” diye selâm verdi. Peygamberimizin arkadaşları, bu olaya şaşırdılar. İçlerinden biri: - “Ey Allah’ın elçisi, buradan biraz önce geçtik. Oturan adama baktınız ama selâm vermediniz. Şimdi ise tebessümle bakıp selâm verdiniz. Bunun sebebi nedir?” diye sordu. Sevgili Peygamberimiz: - “Biraz önce buradan geçerken adam oturmuş bomboş bekliyordu. Onun için se...