Ana içeriğe atla

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 12. Bölüm

Sözünde Durmak.

Konuyla İlgili Hikâye.

Çok yakın dostlarından Fatih Gökmen, İstiklal Marşı yazarı merhum Mehmet Akif’in söz verme konusundaki hassasiyetini şu hikâye ile anlatır.
Mehmet Akif, verdiği söze bağlı olmayanlara insan gözüyle bakmazdı.
Aramızda geçen bir olayı anlatayım:
Ben Vaniköy’de oturuyordum. Kendisi de Beylerbeyi’nde.
Bir gün öğlen yemeğini bende yemeyi, sonra da oturup sohbet etmeyi kararlaştırdık.
O gün, öyle yağmurlu, boralı bir hava oldu ki her taraf sele boğuldu.
Havanın bu haliyle gelemeyeceğini düşündüm.
Yakın komşulardan birine gittim.
Yağmur, bütün şiddetiyle devam ediyordu.
Eve döndüğümde ne işiteyim, bu arada.
Mehmet Akif Bey sırılsıklam bir vaziyette gelmiş.
Beni bulamayınca, evdekilerin bütün ısrarlarına rağmen içeri girmemiş.
“Selam söyleyin” demiş ve o yağmurlu havada dönmüş gitmiş!
Ertesi gün, kendisinden özür dilemek istedim.
“Bir söz, ya ölüm veya ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse mazur görülebilir.” dedi.
Konuyla ilgili bir Hadisi Şerif ise şu şekildedir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”
Kaynak: Buhârî, Îmân 24; Müslim, Îmân 107-108.

Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 33. Bölüm

Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar. Konuyla İlgili Hikâye. İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış. Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş. Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş. İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar: – Biz sana para verdik, ne diye mum almadın? – Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor. İçlerinden birisi: – Tabii o kada...

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 32. Bölüm

Empati. Konuyla İlgili Hikâye. Bir ülkenin kralı en sevdiği atını kaybetmiş ve bu yüzden çok üzülmektedir. Atı bir türlü bulamadığı için ortaya bir ödül koyar. Herkes ödülü kazanmak için koşar gelir ama kimse atı bulamaz. Çobanın biri kralın huzuruna çıkar ve atı bulacağını söyler. Kral buna inanmaz. Ülkenin en akıllı kişileri atı bulamadı da bu budala mı bulacak? Çoban atı aramak için kraldan izin ister. Kral çobana peki öyleyse ara bakalım der. Çoban birkaç saat içinde atı bulur ve saraya getirir. Kral bu duruma çok şaşırır. Çobana atı nasıl bulduğunu sorar. Çoban “Çok kolay oldu hükümdarım. Kendimi atın yerine koydum, bir at olsam nereye gideceğimi düşündüm ve onu hemen buldum” Çobanın cevabı kralın çok hoşuna gider ve ödülün çobana verilmesini emreder. Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız. https://www.youtube.com/watch?v=Wmr6GqrFF-Y

ÇOCUKLARIMIZA KAZANDIRABİLECEĞİMİZ GÜZEL HUYLAR. 28. Bölüm

Tebessüm. Konuyla İlgili Hikâye. Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın zamanda kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırlayarak ona bir not yazdı ve yolladı. - Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. - Garson kız ilk kez aldığı bu bahşişin bir kısmını akşam eve giderken her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. - Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce kucağına aldı. - Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşturdu. - Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı, bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle ...