Adalet.
Konuyla İlgili Hikâyeler.
Hz Peygamberin Adalet Anlayışı
ile İlgili Örnekler:
Allah Rasûlü mübarek hayatı
boyunca, toplumda adaleti hâkim kılmak için mücadele etmiştir.
O, bir taraftan Mekkeli ve
Medineli Müslümanlar arasında kardeşlik ilan ederken diğer taraftan da Medine
Sözleşmesi ile Müslüman, Yahudi ve müşrikler arasında adaleti sağlamaya
çalışıyordu.
Konuyu üç örnekle
taçlandıralım.
Bir gün, Peygamberimiz’in
küçük torunları Hasan ve Hüseyin aynı anda Peygamberimiz ’den su istediler.
Peygamberimiz önce Hasan'a
sonra da Hüseyin'e su verdi.
Bunun üzerine Hz. Fatıma,
"Babacığım suyu neden önce Hasan'a verdin?
Hasan'ı daha mı çok
seviyorsun” diye sordu?
Peygamberimiz: “Hayır, ilk
önce suyu Hasan istedi" cevabını verdi.
Bedir savaşında alınan esirler
arasında Peygamberimiz ’in amcası Hz. Abbas da vardı.
Hz. Abbas'ın elleri
bağlanmıştı.
Esirler, fidye karşılığı
serbest bırakılmaya başlanmıştı.
Ensar’dan bazı kişiler Hz.
Abbas'ın Allah Resûlü’nün amcası olduğunu öğrenince onun fidyeden affedilmesini
istediler.
Allah Rasûlü: “Hayır, asla
böyle bir şey olamaz.
Onun ödemek zorunda olduğu
fidyenin tek bir dirhemi dahi bağışlanamaz” buyurdular.
Kâinatın Efendisi otuz beş
yaşında idi.
Bu sırada Kureyş kabilesi,
Kâbe duvarlarını yıkıp, yeniden tamir kararını verdi. Zira yıllardan beri yağan
yağmur ve neticede meydana gelen seller, yapı itibarıyla pek sağlam olmayan bu
ma'bedi oldukça yıpratmıştı. Çatısız bulunması sebebiyle de yağan yağmurlar
temeline kadar tesir etmiş ve binâyı âdetâ harap bir hale getirmişti.
Son olarak gelen büyük bir
sel, Kâbe'yi bütün bütün sarsmış, duvarlarını çatlatmıştı. Bunun üzerine Kâbe’nin
yeniden tamiri başlamış ve devam ediyordu.
Bina, Cennetten gelen
Hacerü’l-Esved taşının konulacağı yere kadar yükseltilmişti. Ancak, bu mübarek
taşı yerine koymada kabileler arasında anlaşmazlık çıktı.
Her kabile, kendisini diğer
kabilelerden bu hususa daha lâyık görüyordu.
Kabile taassubunun bütün
şiddetiyle hüküm sürdüğü bir zamanda, hangi kabile bu şerefi başkasına
kaptırmak isterdi?
İş kızıştı, tartışma ve
münakaşa son derece sertleşti.
Öyle ki, birbirleriyle
vuruşacaklarına dair yemin bile ettiler.
Sonra bu konunun çözülmesi
için Hz Peygamberin hakemliğine başvurdular.
Kâinatın Efendisi, getirilen
örtüyü yere serdi.
Küçük büyük herkesin dikkatli
bakışları, Efendimizin üzerinde toplanmıştı.
O, örtü ile ne yapacaktı?
Merakları fazla sürmedi.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Hacerü'l-Esved'i bu örtünün ortasına koydu.
Sonra da,
"Her kabileden bir kişi
bunun birer köşesinden tutsun!" diye emretti.
Konuyla İlgili Videoyu İzlemek İçin Lütfen Aşağıdaki Linki Tıklayınız.
Yorumlar
Yorum Gönder